İkrayı Okuyorum

 Allahumme salli ala seyyidina Muhammed... Bi iznillah... Aciz bilgimin kusurlarından Allah'a sığnırım, Düşlediğim konu İslam'ın ilk emri ve ilhamı (Euzu Billahimineş Şeytanir Recm) (Bismillahir Rahmanir Rahim) "İkra"(Oku) (Sadak Allah'ul Azim) emri. Bu konu zamanımda anlaşılması doğal çevrede hayli zor bi durum.Bu durum gerekse lugat gerekse uslub olarak insanı anlamından uzaklaştırmakta.Ama gerçek anlamda düşlenmesi insanın yaratılışı gereği anlamını çözmesini basitileştirmekte.Bu emir zamanımda düşünüldüğünde şöyle anlaşılıyor "yada ben de şu ana kadar öyleydi desem daha doğru olur" okunacak şeyler geliyor insanın aklına mesela kitap, ata sözü ve şiir gibi şeyleri harflerinin dizilimini anlamak olarak anlaşılıyor.Ama insan duygusal olarak cevap aramaya meyil veriyor kendine taki gerçek ve yaratılışına uygun cevabı bulana dek.Bu emir insanın yorumlama yeteneğini kullanarak özüne dönmesi gerektiğini, yani gözün ile, gönlün ile, aklın ile, vicdanın ve merhametin ile kainatı yorumlamasını bu sebeb ile üstün yoruma ulaşmasını emretmekte. Bu emir insani beklentilerin rabbani bir cevabı niteliğindedir. İnsanlığın istediği en büyük isteklere verilen cevaptır. Hazreti Peygambere inen her vahyi ve ilham insanlığın beraat müjdesi ile tamamlanmıştır.Bu ayet indiğindede aynı müjde malumat üzre bildirilmiş olmalıdır, buna temel Hazreti İsa( a.s.)ya inen müjdenin daimatıdır.Bu müjde Hazreti Muhammedin insanlığın yegane nihayeti ve kainatın nizamının sebebi olması müjdesidir.Zaten Hazreti İsa (a.s.) ya iman edemiyen ve bi haber kalan insanlar için zordur ve hatta mümkünat dışındadır.Tevsiri ikradada aynı müjde layıkı ile yönelene malum olduğu gibi peygamber Hazretlerinede malum olmuştur.Bu müjdenin tefsiri ayrı düşünülür ise Peygambere vaad edilen Makami Mahmudtur.Bu makamda vicdan sahibi Merhamet Peygamberi bütün insanlığı feraha ve rahata erdirmeden razı olmayacaktır.İkranın tefsirinde ise bu müjde daim olmuştur. Bu emir saflığını korumuş insanlara imkan müjdesidir. Bu emir çoçuksu hayallerin tekrarının fırsatıdır. İnsan hayal kurar ve hayallerinin gerçekleşmesini görmek ister ve yaş ilerledikçe daha kamil hayaller kurar, kamil hayallerde zaman gereği zorlaşmakta.Ama her insan yaratılış gereği temiz hayaller kurar.Temiz hayalleri şu şekilde tanımlamalıyız.İnsani duyguların en temizleri merhamet, adalet ve vicdan üzre olanlardır.Bu insani duyguların en temizleri hayallerine yansır ve kendini terbiye edebilmiş insanlar için daha temizdir. Bu emir insanın ilham yeteneğini kullanarak isteklerini yapmasını sağlamakta. Kainatta her zatın aidatı vardır, bu aidat hem dünyevi hem ahiridir, yani ölüm ötesindede vardır.Bu aidatların tecellisi bazen dünyevilerin hallerinde iade olur.İyi zatların aidat ile iade olmaları zaten vicdan görevleri olmuştur.Lutüfkar olan izzet bu zatları iyilik üzre iade etmektedir.Zat eğer dünyevi tarif ile güzel bir hayal kumuş ise bu hayale iade hevesi atan zatlar her daim yaratılmıştır.Bu düşe göre güzel hayal kuran ve hayal kurarken Allah (c.c.) a ulaşmayı diliyen zat tefsiri ikraya ermektedir İnsan hayallerini yaşamak ve özüne dönmek içi yorumlama yeteneğini kullanması gerektini bildirmekte. Yorumlamak insan kamile ilerledikçe karartılmış olarak zorlaşır.Bu yaşamı boyunca yaşadığı hadiseler ve his ettiği nazarlarla yorumdan kararır. Ki zaten ayetin devamında, ikinci bir ilham ve emir iletiliyor oda şu ki, (Euzu Billahimineş Şeytanir Recm) (Bismillahirrahmanirrahim) "Yaratan Rabb'inin adı ile" (Sadak Allah'ul Azim)